Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla Muğla’da Akbelen Ormanı çevresindeki 190 parsellik tarım arazisinin maden sahası olarak kullanılmak üzere acele kamulaştırılması kararını, İkizköylülerin avukatları değerlendirdi. Avukat Arif Cangı, “Bu kamulaştırma için kamu yararının olması lazım. Kamu yararının kabul edilmesi için de ancak yargı denetiminden geçmiş bir durumun söz konusu olması gerekir ki Akbelen direnişi sırasında bütün kamuoyuna mal olduğu sürece bölgede bu işletmeye ilişkin davalar hala devam etmekte” dedi. Avukat İsmail Hakkı Atal da, “Teknik olarak bir kamulaştırma hizmetinin olabilmesi için bir kamu hizmetinin kamu idaresi vasıtasıyla yerine getirilmesi gerekiyor. Oysaki burada bir kamu hizmeti var fakat özel şirketler tarafından yerine getiriliyor. Limak İştaş; İbrahim Çeçen, Nihat Özdemir tarafından yerine getiriliyor. Dolayısıyla İbrahim Çeçen ve Nihat Özdemir adına kamulaştırma yapılması Anayasa’ya ve kamulaştırma kanununa aykırı. Şu anda enerji ve maden şirketleri adına yapılan bu kamulaştırma işlemleri halkı mülksüzleştirmek için kullanılan bir aparat niteliğinde” değerlendirmesinde bulundu.
İkizköylülerin avukatları, Anka’dan Dilan Kutlu’ya, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan ve Muğla’nın Milas, İkizköy, Çamköy ve Karacahisar köylerini kapsayan 190 parsellik arazinin, linyit madeni sahası olarak kullanılmak üzere acele kamulaştırılması kararını değerlendirdi.
TIKLAYIN – İkizköy’de Akbelen Ormanı’nın çevresindeki 190 parsellik arazi, linyit madeni sahası olarak kamulaştırıldı!
“Kararın hukuki dayanağı yok, işletmeye ilişkin davalar hala devam ediyor”
“Milas İkizköy Çamköy’de bugün alınan acele kamulaştırma kararı tamamıyla Cumhurbaşkanlığının takdiri ile alınmış bir karardır. Peki bu kararın hukuki dayanağı var mıdır? Yoktur tabii. Öncelikle, bu kamulaştırma için kamu yararının olması lazım. Kamu yararının kabul edilmesi için de ancak yargı denetiminden geçmiş bir durumun söz konusu olması gerekir ki Akbelen direnişi sırasında bütün kamuoyuna mal olduğu sürece bölgede bu işletmeye ilişkin davalar hala devam etmekte.
“Tek amaç şirketin elini güçlendirmek”
Örneğin işletme ruhsatı ve işletme iznini 2021’den 2041’e kadar uzatılmasına ilişkin MAPEG’in kararının iptali için şu anda İzmir Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi’nde İstinaf incelemesinde. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın vermiş olduğu Akbelen ormanlarının linyit maden ocağına tahsisine ilişkin iptal davası İzmir Bölge İdare mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi’nde incelemede. Bu maden ocakları için uygulanan ÇED muafiyeti kararlarının iptali davasının bir tanesi Danıştay’da, bir tanesi Anayasa Mahkemesi’nde… Bu karar kamu yararına aykırı bir karar. Tek amaç şirketin elini güçlendirmek. Şirket, köylülerin yerlerini satın almak istiyor. Bunun baskısını yaratmış durumda.”
“Sıra İkizköy’den çıktı, yavaş yavaş diğer yerleri yok etmeye başladılar”
Avukat İsmail Hakkı Atal da Cumhurbaşkanlığı acele kamulaştırma kararının iptali ile ilgili daha önce emsal bir karar verildiğini kaydetti. Atal, ”İkizköy direnişi başladığından bu yana biz maden ruhsat sahasının 200 bin dönüm olduğunu ve Milas’a doğru on binlerce dönüm tarım arazisini, 100 bin dönüme yakın ormanlık alanı ve 50 bin dönüm zeytinliği yok edeceğini hep belirtiyorduk. Şimdi sıra İkizköy’den çıktı yavaş yavaş diğer yerleri yok etmeye başladılar. Fakat burada şöyle bir şansımız var; Daha önce açtığımız davalar AKP’li hakimlere düşüyordu. Acele kamulaştırmanın iptali davası, Danıştay’da açılacak. Daha önce biz Danıştay 6. Dairesinde Niğde Kale Mahallesi’nde, Niğde Belediyesi’nin yaptığı bir tarihi yok etmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının iptali davasını kazanmıştık” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de halkın mülkü, şirketler adına yapılmış gibi görünen kamulaştırılmalarla ellerinden alınıyor”
Teknik olarak bir kamulaştırma işleminden bahsetmenin mümkün olmadığını söyleyen Atal, şöyle devam etti:
“Çünkü teknik olarak bir kamulaştırma hizmetinin olabilmesi için bir kamu hizmetinin kamu idaresi vasıtasıyla yerine getirilmesi gerekiyor. Oysaki burada bir kamu hizmeti var. Fakat özel şirketler tarafından yerine getiriliyor. Limak İştaş; İbrahim Çeçen, Nihat Özdemir tarafından yerine getiriliyor. Dolayısıyla İbrahim Çeçen ve Nihat Özdemir adına kamulaştırma yapılması Anayasa’ya ve kamulaştırma kanununa aykırı. Şu anda enerji ve maden şirketleri adına yapılan bu kamulaştırma işlemleri halkı mülksüzleştirmek için kullanılan bir aparat niteliğinde. Küresel güçlerin isteği doğrultusunda Türkiye’de, halkın mülkü enerji ve maden şirketleri adına yapılmış gibi görünen kamulaştırılmalarla ellerinden alınıyor. Yani aslında olay daha değişik ve tehlikeli boyutta değerlendirilmesi gereken bir hadise.”
Ne olmuştu? Akbelen Ormanı, dönemin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli‘nin imzasıyla Muğla Milas’taki iki termik santrale kömür sağlamak amacıyla 2020 yılında Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ’ye (YK Enerji) devredilmişti. Özelleştirme kararı sonrası bölgede ağaçların kesildiğini iddia eden köylüler, duruma itiraz ederek Akbelen’de nöbet tutmaya başladı. İkizköylülerin Temmuz 2021’de Orman Genel Müdürlüğü’ne karşı Muğla 1’inci İdare Mahkemesi’nde açtığı yürütmeyi durdurma davası sürerken; Akbelen Ormanı’nda yaklaşık 100 ağaç kesildi. İkizköylülerin ve çevre aktivistlerinin protestoları üzerine ağaç kesimleri durdu. 1 Mart 2022’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Resmi Gazete’de yayımlanan Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmelik ile “Elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetleri” kapsamında, Akbelen’de madencilik faaliyetlerinin yapılmasına izin verilmişti. Bakanlığın bu kararının ardından 2021’den beri nöbet tutulan alanda bulunan ağaçlar kesildi. |